Tiyatro fabrikası'nda yeni sezon için kostüm ve dekor mesaisi

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü atölyelerinde yeni sezon oyunlarının dekor, kostüm ve aksesuarları hummalı bir çalışmayla hazırlanıyor.

Devlet Tiyatroları (DT) bünyesinde faaliyet gösteren Sanat Teknik Müdürlüğünün Macunköy'deki yerleşkesindeki atölyelerde, tiyatroların "perde" diyeceği ekim ayı öncesi çalışmalar yoğunlaşırken sanatçıları rollerinde en iyi performansa ulaştırmak, seyircileri oyunun büyülü dünyasına götürmek için yaklaşık 300 kişilik bir ekip çaba harcıyor.

Müdürlüğün, kadın ve erkek terzi, şapka ve çiçek, demir, mekanik, marangoz, kundura, peruka ile elektronik atölyelerinin bulunduğu 25 bin metrekarelik alanında straforlardan dev heykeller ve sütunlar, masklar, dönem kıyafetleri, gelinlikler, ayakkabılar, peruk ve şapkalar büyük bir titizlikle hazırlanıyor.

Atölyede eylül ve ekimde prömiyer yapacak "Sırça Kümes", "Gecenin Karanlığında", "Periferi", "Dr. Jekyll ile Bay Hyde", "Kadınlar İstasyonu" ve "Gazale" (Uzun Gece) oyunlarının kostüm, dekor ve aksesuar hazırlıkları devam ediyor.

Nazi Almanyası'ndaki çingenelerin yaşamını ve karşılaştıkları zorlukları ele alan Periferi oyunu için hazırlanan dönem giysileri, rengarenk kostümler ve farklı tasarımlı şapkalar dikkati çekiyor.

Çalışmalar pandemi tedbirleri uygulanarak yapılıyor

Sanat Teknik Müdür Yardımcısı İlhan Ateş, Kovid-19 salgını yüzünden sadece Ankara ve İstanbul'daki açık hava sahnelerinde tiyatroseverlerle buluşabildiklerini, yeni salgın önemlerinin alınmasının ardından ekimden itibaren salonlarda da izleyiciyle bir araya geleceklerini söyledi.

DT'nin bünyesindeki tüm Anadolu sahnelerinin ve Ankara'daki oyunların dekor, kostüm ve aksesuarlarını Macunköy yerleşkesinde ürettiklerini belirten Ateş, ekim ayı öncesi atölyelerde de Kovid-19 tedbirlerine uygun olarak çalışmaları yoğunlaştırdıklarını anlattı.

Ateş, Sanat Teknik Müdürlüğünün bir fabrika gibi faaliyet gösterdiğini dile getirerek, "Boya atölyesi, marangozhane, döşeme, demir, butafor, heykel atölyelerimiz, kadın erkek terzihanesi var. Tasarımcıların istediği çizimlere uygun üretimler yapmaktayız." diye konuştu.

Oyunlarda kullanılan aksesuarları, dönem fotoğraflarına göre silikon, strafor ve lateksten ürettiklerini anlatan Ateş, "Geçmişi günümüze, sahneye getiriyoruz." dedi.

Kostüm hazırlıkları ortalama 1,5-2 ay sürüyor

Kostüm kreatörü Esra Selah da İstanbul haricinde DT Genel Müdürlüğüne bağlı tüm bölge müdürlüklerinin sahneleyeceği oyunların kostümlerinin kadın erkek terzi atölyesinde dikildiğini, bu nedenle yoğun tempoyla çalıştıklarını söyledi.

Çalışma yöntemlerine ilişkin bilgi veren Selah, "Öncelikle ön çalışma kapsamında, rejisör tasarımcı kadrosuyla bir araya geliyor. Nelerin yapılacağı, nasıl yol izleyeceğimiz belli oluyor. Teksi okuyoruz. Ondan sonra tasarım aşamasına geçiyoruz. Kullanacağımız materyaller tespit ediliyor, kumaşı, harcı, düğmesi, diğer destekler yani ayakkabısı, şapkası, eğer varsa silahı, kalkanı. Bütün bunlar çiziliyor. Bir kısmı dışardan bir kısmı bizim depolarımızdan olmak üzere malzemeler temin ediliyor ve çalışmalara başlıyoruz." diye konuştu.

Selah, kostüm çalışmalarının oyundan oyuna değişmekle beraber ortalama 1,5-2 ay sürdüğünü belirterek, "Özellikle sezon öncesi daha yoğun gidiyor. Sezon başlayınca ise arada oyunlar çıktığında yine sıkı bir çalışma temposu oluyor." dedi.

"Burada tıkır tıkır işleyen bir sistem var"

Kostüm kreatörü Fatma Sarıkurt ise oyuncuları oyunun geçtiği döneme götürmede önemli bir aksesuar olan peruka ve sakal atölyesindeki çalışmalar hakkında bilgi vererek peruka hazırlamanın incelik istediğini, tül üzerine yapılan işlemelerle peruk ve sakalların hazırlandığını anlattı.

Tüm sahnelerin kostüm, aksesuar ve dekor ihtiyaçlarının Macunköy yerleşkesinden sağlanmasına ilişkin de Sarıkurt şunları kaydetti:

"Burada tıkır tıkır işleyen bir sistem var. Son derece ciddi bir yaklaşımla çalışıyor. Rejisöründen oyuncusundan tüm atölye çalışanlarına kadar herkes birbiriyle ilişkili, birbiriyle bağlantılı. Sorumluluk gereği ne yapılması gerekiyorsa yapılıyor. Devletin çok büyük katkıları var. Bu anlamda ben kendimi çok şanslı hissediyorum Devlet Tiyatrosunda çalışıyor olmaktan."