ANKARA DEVLET TİYATROSU’NUN ÜÇ YENİ OYUNU DAHA SAHNELERDE HAYAT BULACAK

1 Ekim’den itibaren ‘İzafiyet’, ‘Sefiller’, ‘Godot’yu Beklerken’ ve ‘Yaş Günü Partisi’ adlı oyunlarını sanatseverlerin beğenisine sunan Ankara Devlet Tiyatrosu, 14 Ekim Cuma günü 3 yeni oyunuyla seyirci karşısında olacak.

Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde ‘Can Ateşinde Kanatlar’, Oda Tiyatrosu’nda ‘Holden’in Külkedileri’ ve Altındağ Tiyatrosu’nda çocuk oyunu ‘Vahşi Ateş ve İzci Kuşlar’ prömiyer yapacak.

“Can Ateşinde Kanatlar”, İnsan Olmanın Yüceliğine Erişme Hikâyesi…

Turgay Nar’ın yazdığı ve Bengisu Gürbüzer Doğru’nun rejisörlüğünü yaptığı ‘Can Ateşinde Kanatlar’ adlı oyun Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde saat 20.00’de sahnelenecek.

Dekor tasarımı Emre Satı, kostüm tasarımı Medina Yavuz Almaç, ışık tasarımı Akın Yılmaz, müziği Süleyman Yardım, koreografi düzeni Sercan Çelik, görsel tasarımı Onur Duru’ya ait olan oyunda; Alpay Ulusoy, Mehmet Demiralp, Cebrail Esen, Eren Özkan, Ulaş Karadağ, Cihan Korkmaz, Duygu Biçer, Cansunur Şimşek, Şahnur Dedeoğlu, Sibel Türkoğlu, Cem Haydar Bardakçı, Anıl Eroğul, Özgün Erinç Öztürk, Gülden Çelen, Sezin Erkmen Venedik, Umut Yılmaz, Yağmur Savaşkan, Hüseyin Atav, Sevtap Aktekin, Dilan Kıvılcım, Yağmur Uğurlu, Mustafa Mertoğlu, M. Fatih Aynacı, Ali Cansev İren, Mesut Sonat rol alıyor.

“Hakka ulaşmak kendine ulaşmaktır, kendine ulaşmaksa aşka ulaşmaktır…”

“Mevlana’nın Şems-i Tebrizi’nin öldürülüp kuyuya atılmasıyla başlayan arayışı, kuyunun bir Ney’e dönüşüp Mevlana’nın kendini içine üflemesiyle Ney’in 7 deliğini temsil eden ızdıraplarla dolu 7 vadiyi geçiş yolculuğuna dönüşür. Bu yolculukta kendisine rehberlik eden ulu kişilerle karşılaşan Mevlâna, arayışının amacını fark edip aslına varacaktır.”

Oyunun Rejisörü BENGİSU Gürbüzer Doğru:

- Alışılageldik bir Mevlana hikâyesi değil oyunumuz. Farlı diyarlarda, farklı zamanlarda, farklı görüşlerde, aslında ortak inanışta insan olmanın yüceliğine erişme hikâyemiz. Kendini aramanın, kendini bulmanın dilinin ortak olduğu noktada birlik olma hikâyemiz… diyerek anlatıyor oyununun özünü.

“Holden’in Külkedileri”, Sevgi Eksikliği… Empati Kuramama… Baskı… Şiddet…

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği, “Cumhuriyetin 100. Yılında Kadın” konulu oyun yazma yarışmasında eseriyle birinciliği elde eden Abdullah Öztürk’ün yazdığı, Aclan Büyüktürkoğlu’nun müziğini ve yönetmenliğini üstlendiği ‘Holden’in Külkedileri’ adlı oyun Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamında saat 18.30’da Oda Tiyatrosu’nda prömiyer yapacak.

Bahadır Karasu, Begüm Sarp ve Yağmur Evin’in rol aldığı oyunun; dekor tasarımı Cenk Oral, kostüm tasarımı Tuğçe Özdemir, ışık tasarımı Cevdet Eminoğlu, koreografi düzeni Elif Fırat’a ait.

Tek perde olan oyun; “Yaşamın, zorlukların ve baskıların yarattığı travma sonucu kuklalaşan bir beden… Ruhunda yaşadığı acıları, zihninde oluşturduğu karakterlerle oyunlar oynayarak ifade eden bir adam… Kadınların, erkeklerin toplum içinde karşılaştıkları zorluklar…” sembolik fotoğraflarla, şarkı, dans ve göndermelerle izleyiciye anlatılıyor.

Yönetmen Aclan Büyüktürkoğlu:

- Oyunun içerisinde yer alan potansiyel sevgi eksikliğinin, empati kuramamanın, kadın ya da erkek, çocuk, fark etmez insana uygulanan baskı ve şiddetin onların üzerinde nasıl olumsuz etkiler yaratabildiğini ve sonuçta karşımıza ne tür canavarlar çıkarabildiğini gösteren simgeler olduğunu ve bu nedenle oyunun sahnelenmek için potansiyel taşıdığını düşünerek yola çıktığını belirtiyor.

“Vahşi Ateş ve İzci Kuşlar”, Kalplerinize Bir Davet…

Kristin Idaszak’ın yazdığı, Özden Gököz Gürbüz’ün çevirmenliğini ve yönetmenliğini yaptığı ‘Vahşi Ateş ve İzci Kuşlar’ adlı çocuk oyunu aynı tarihte saat 11.00’de Altındağ Tiyatrosu’nda küçük sanatseverlerle buluşacak.

Tek perdelik oyunda; Elif Kaman, Kıvanç Bozkır, Sibel Günday Karpuzcu, Egemen Büyüktanır, Nazlı Özdemir, Arsal Mazmanoğlu, Demet Kızılay rol alırken oyunun; dekor tasarımı Mustafa Mahdum, kostüm tasarımı Elif Çakanlı Kurtoğlu, ışık tasarımı Mehmet Mertal, müziği İlke Ulaş Kuvanç, koreografi düzeni Berkan Görgün’e ait.

“Yedi Numaralı İzci Kuşlar Takımı’ndaki yavru kuşlar, ilk göç yolculuklarına çıkarlar. Kısa süre sonra sürülerinden ayrı düşerler ve kendilerini harap olmuş bir ormanda bulurlar. Sürülerine kavuşmanın yolunu ararlarken çaresiz bir yırtıcı, kadim bir meşe ağacı ve kontrolden çıkmış bir orman yangınıyla karşılaşırlar. Ormanın bu hale gelmesinde herkesin bir payı olduğunu ve bu zararı telafi etmek için hepsinin üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu öğrenirler.”

Yönetmen Özden Gököz Gürbüz:

- Bir oyun izlemek insanın hayatını baştan aşağı değiştirmez. Ama izlediğimiz, dinlediğimiz, tanık olduğumuz, deneyimlediğimiz her şey, kalbimize bir tohum ekiyor. Ve neyin tohumunu ekersek onu yeşertiyoruz. Bu oyun, gezegenimizin durumuna ve onunla olan ilişkimize bakmaya bir davet. Dilerim bu davet kalplerinize ulaşır. Dilerim kuşların, ağaçların, alevlerin, toprağın, havanın ve suyun sesi bize kim olduğumuzu hatırlatır. Dilerim dünyaya sadece geleceğimizi güvence altına almak için değil, bir ağacın, kuşun ya da kayanın bizden ayrı olmadığını hatırladığımız, her bir varlığa karşı içimizde zaten var olan sevgiyi uyandırdığımız için de iyi bakmaya başlarız. Bu hikâye yalnızca çevreyle ilgili değil; aynı zamanda dostlukla ilgili, farklılıklarımızın zenginliklerimiz olduğuyla ilgili. Başkalarının tahammül edilemez bulduğu yanlarımız, aslında hayatla başa çıkmak ve kendimizi güvende hissetmek için başvurduğumuz yollar olabilir. Ve belki en büyük hediyelerimiz, tam da bu yanlarımızda gizlidir. Kalkanlarımızı indirip hediyelerimizi dünyayla paylaşabilmek için görülmeye ve sevilmeye ihtiyacımız var. Olduğumuz gibi kabul edildiğimizi hissettiğimizde içimizdeki yangın sönüyor; kim olduğumuzu hatırlıyor, bu hayatın içindeki yerimizi buluyoruz. Bana kalırsa bu hikâye, aynı zamanda her birimizin eşsiz olduğunu ve olduğumuz gibi sevilmeye hakkımız olduğunu hatırlamamız için bir davet. Dilerim bu davet kalplerinize ulaşır. Dilerim herkesi olduğu gibi görmek ve kabul etmek için kalplerimizde biraz daha yer açılır.


13.10.2022