DT'de 30 yıl önce oynadığı oyunu bu sezon yönetiyor

Devlet Tiyatroları sanatçısı Pekinton, 30 yıl önce rol aldığı Dilmen'in "Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını" oyununun bu kez rejisörlüğünü üstlenerek ünlü eseri seyirciyle buluşturmaya hazırlanıyor.

Devlet Tiyatrolarının (DT) usta sanatçısı Sinan Pekinton, 30 yıl önce rol aldığı Güngör Dilmen'in "Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını" oyununun bu kez rejisörlüğünü yaparak, ünlü eseri seyirciyle buluşturacak.

Yazar Güngör Dilmen'in bir aşk hikayesini dönemin tarihi ile harmanlayarak yazdığı eseri, 30 yıl aradan sonra Ankara Devlet Tiyatrosu sahnelerinde tiyatroseverlerle buluşacak.

Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Pekinton'un rejisörlüğünü üstlendiği "Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını" 3 Ekim'de Küçük Tiyatro'da prömiyer yapacak.

" 'Yapacağım işte ustalarımı anmış olurum' dedim"

Pekinton, provalar sırasında AA muhabirine yaptığı açıklamada, oyunun Ankara Devlet Tiyatrosunca 1989'da sahneye konduğunu ve kendisinin "Kuş Hüseyin" karakterini canlandırdığını söyledi.

Sinan Pekinton, yıllar önce oynadığı oyunu, 30 yıl aradan sonra sahneye koymanın kendisi için hem mutlululuk hem hüzün verici olduğunu belirterek, şunları ifade etti:

"Bu oyunu yapmam istendiğinde, garip bir heyecan duydum. 30 yıl önce bu oyunda oynuyordum. Oynadığım oyunun daha sonra yönetmenliğini yapmak çok mutluluk verici ve bir o kadar da hüzün barındırıyor çünkü oynadığım ekipten maalesef aramızdan ayrılan çok büyük ustalarımız var. Gerek yazarımız Güngör Dilmen, hocalarımız Ergin Orbey, oyunda beraber görev aldığım büyük ustalarım İstemi Betil, Mümtaz Sevinç, Günaydın Yaltırak, Refika Özbayer, Aclan Sayılgan, Hüseyin Mumcu, Hikmet Bayer Devlet Tiyatrosunun usta isimleriydi, bugün hayatta değiller. Bu oyunu kabul etmemdeki nedenlerden biri de buydu. 'Belki yapacağım işte ustalarımı anmış olurum.' dedim. Hatta reji anlayışında da rahmetli Ergin hocaya ve oynayan karakterlere ufak ufak göndermeler yapmak istedim. Bu anlamda çok hüzünlü."

Eğlence ögeleri olan tragedya

Oyunun Mahitap karakterinin tragedyası olduğunu söyleyen Pekinton, bir mahallede geçen oyunu müzikli ve biraz daha esprili hale getirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

İstanbul'un Aksaray semtinde 1911'de büyük bir yangın meydana geldiğini ve 5 bin 500 binanın yok olduğunu, insan kaybı yaşandığını hatırlatan Pekinton, Güngör Dilmen'in bu yangını "Aksaray yangınının gerçek üstü yorumu." şeklinde betimlediğini aktardı.

Pekinton, kaynaklara bakıldığında yangının çıkma nedeninin bekar evindeki semaverin bir anda alev alması ve gittikçe büyüyen bir yangın haline gelmesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Güngör Bey de çok usta kalem. Bu yangına neden olarak bir aşkı ele almış. Mahitap saraydan çırağ edilen, yani uzaklaştırılan bir kadın. Aksaray'da eski bir konağa yerleşiyor. Mahallemizin de bilge bir ağabeyi var Firuz Bey. O da kadının durumuna üzülerek, genç bir delikanlı ile baş göz ediyor. Aşk istedikleri gibi gitmiyor ve yangına neden olacak bir duruma geliyor. Bu arada yan öyküler var. Mahallenin kadınları, tulumbacılar var. Hiçbiri olaya tepkisiz kalmıyor. Sünnetçisi, şekercisi, bohçacısı var. Yaşayan bir sokaktan, 1911'leri biraz da simgesel bir hale getirerek seyircilerimize yaşatmak istedik. İnşallah seyircilerimiz hem tarihten hem kendilerinden bir şeyler bulacaktır diye düşünüyorum."

Genç ve dinamik bir kadro

Simgesel bir dekor hazırladıklarını, sokakta geçen bir hikayeyi, sokak dekoru ile değil seyircinin hayaline bırakmak istediklerini belirten Pekinton, gençlerle çalışmayı sevdiğinden bu işi Hasan Yavuz'a emanet ettiklerini kaydetti.

Oyunun müziklerini Nedim Yıldız'a, kostüm tasarımının Ceren Karahan, ışık tasarımının DT'ye yıllardır hizmet veren ve birçok oyunun ışık tasarımını üstlenen Zeynel Işık'a ait olduğunu belirten Pekinton, koreografiyi ise konservatuvardan yeni mezun olan Asena Melikoğlu'nun üstlendiğini ifade etti.

Pekinton, "İki ustamız var aramızda ama usta çırak ilişkisini desteklemek adına genç bir ekip kurduk. Gençlerin enerjisini doğru kullanmak her zaman işime geliyor. Bundan önceki oyunlarımda da gençlerle çalıştım. Hem onlara şans tanımak, fırsat vermek hem de onların enerjisinden yararlanmak için canavar gibi bir ekip var. Seyirciyle buluştuğunda da bu enerji onlara geçecek ve hayalimizi onlara göstereceğiz." diye konuştu.

"Seyircilerimiz bize doğruyu, güzeli göstersinler"

Hızlı bir çağda yaşanıldığından tekstte kısaltmalar yaptığını ve sürenin arayla birlikte iki saat olduğunu belirten Pekinton, eserin 1989'daki halinden farklı olarak 19 oyuncu ile seyirci karşısına çıkacaklarını kaydetti:

Pekinton, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tiyatroyu diğer sanatlardan ayıran en önemli özelliklerden biri seyirci. Seyirci olmazsa suya bile yazı yazmamış oluruz. Seyircilerimizi oyunlarımıza bekliyoruz. Gelsinler, beğenilerini veya beğenmedikleri şeyleri bizimle paylaşsınlar. Bize doğruyu, güzeli göstersinler. Biz de daha iyisini yapmaya çalışalım. 1 Ekim'den itibaren bütün sahnelerimiz yavaş yavaş açılıyor. İzleyicilerimizi sahneye davet ediyoruz." diye konuştu.