'Gidion'un Düğümü' Devlet Tiyatrosu sahnesinde çözülüyor

Annelik ve öğretmenlik rollerini sert bir şekilde sorgularken, ahlak, masumiyet, eğitim sistemi gibi konuları tartışmaya açan Gidion'un Düğümü, Ankara Devlet Tiyatrosunca bugün prömiyer yapacak.

Johnna Adams'ın 2012'de yazdığı, Amerika Eleştirmenler Birliğince en beğenilen oyun seçilen Gidion'un Düğümü, gösterildiği tiyatrolarda kapalı gişe oynadı.

Çocuğu intihar eden bir anne ile ona okuldan uzaklaştırma cezası veren öğretmeninin yüzleşmesini anlatan tek perdelik oyunda, yaşamını yitiren 11 yaşındaki çocuk adeta sahnede dolaşacak, izleyiciler görmeseler bile Gidion'un varlığını hissedecek.

Yönetmen ve Çevirmen Buğra Koçtepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oyunda ahlak, eğitim sistemi, ebeveyn ve eğitimci olmanın sorgulandığını, bunların ne kadar sorumluluk isteyen, ne kadar özel işler olduğunun vurgulandığını anlattı.

Oyunda, edebiyat profesörü bir annenin, intihar eden çocuğuna uzaklaştırma cezası veren öğretmenle yüzleşmesinin anlatıldığını belirten Koçtepe, "Anne, aslında öğretmeni suçlamak, kendini temize çıkarmak için geliyor. Öğretmen iyi bir öğretmen olduğunu, anne ise çok iyi bir anne olduğunu düşünüyor. Ama aslında ikisinin de işlerini beceremediğini, çocuğun ikisinin arasında heba olduğunu gördüğümüz bir dünya sunuyor Johnna Adams." dedi.

Sosyal medya vurgusu

Koçtepe, yazarın oyun boyunca iki farklı dramatik aksiyon sunduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İlk olarak oyunun öncesinde başlayan bir dramatik aksiyon var. Çocuk ölmüş. Onun ürkütücü, bana göre ilginç, biraz korkutucu bir hikayesi var. Bunu biz fonda görüyoruz. Oyun aslen annenin ve öğretmenin hikayesini anlatıyor. Biz bu iki kahramanın da oyunun içinde tekrar dönüştüklerini, tekrar dramatik aksiyona girdiklerini görüyoruz. İki değişim var. Yazarın ustalığı burada açığa çıkıyor. Oyun, ölmüş olanı oyun boyunca canlı tutuyor."

Gidion'un Düğümü'nde sosyal medya vurgusuna da yer verildiğine değinen Koçtepe, "Sosyal medya konusunda çocukların ne kadar korunaksız olduğunun da hafif hafif altını çizen bir metin. Şu anki insanlığın durumuyla ilgili bir oyun." diye konuştu.

"Zor bir oyun ama keyifli"

Anne rolünü oynayan Meltem Baytok da eserde annelik, öğretmenlik, insan ve çocuk olmak, sorumluluk kavramlarının sert şekilde sorgulandığını söyledi.

Canlandırdığı karakterin dünyadaki en büyük acılardan birini yaşadığını, çocuğunu kaybettiğini ve bu kayıp nedeniyle de bir suçlu aradığını belirten Baytok, "Sürekli suçu başkasına atarak, karşı tarafta olan bir sebepten çocuğun öldüğünü düşünüyor. Sonra dönüp dolaşıp suçun büyük bir kısmının da kendisinde olduğunun farkına varıyor. İkinci ölümü, kendisinin suçlu olduğu ortaya çıktığında yaşıyor." ifadelerini kullandı.

Baytok, zor bir oyun sahneye koyduklarını belirterek, "Oynaması da zor. Çok dramatik aksiyonu var ama keyifli." değerlendirmesinde bulundu.

Öğretmen rolüne hayat veren Ebru Nil Aydın ise oyunun ciddi bir sistem eleştirisi yaptığını söyledi.

Stüdyo Sahne'de bu akşam prömiyer yapacak oyunda, 13 yaş sınırı bulunuyor.